Türkiye’de Herkesin Ziyaret Etmesi Gereken 20 Tarihi Yer

Last updated on Aralık 4th, 2024 at 12:20 pm

Türkiye, topraklarının çoğu Anadolu’da yer alan bir yarımada ülkesidir. Bu ülke iki kıtaya yayılmıştır, büyük bir kısmı Asya’da, kalan kısmı da Avrupa’da yer alır. Yıl içerisinde dört mevsimi yaşayan, Türklerin tabiriyle bu “cennet vatan”, dünyada oldukça nadir rastlanan coğrafi fenomenlere ev sahipliği yapar. İki kıtayı birleştiren Boğazları, Peri Bacaları, travertenler, şelaleler, Cennet ve Cehennem Mağaraları, dünyaca ünlü balları üreten arılarıyla yaylaları, Mezopotamya’sı, kanyonları ve çok daha fazlası.

Türkiye’yi yarımada yapan, üç tarafının denizlerle çevrili olmasıdır. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Akdeniz, batısında ise Yunan mitolojisindeki Egeus’un kendini attığı Ege Denizi bulunur. İşte tam olarak bu muazzam coğrafyasından dolayı, günümüzde Türkiye’nin bulunduğu topraklar binlerce yıllık köklü bir tarihe sahiptir. İpek Yolu, Baharat Yolu ve Kral Yolu’nun bu topraklardan geçtiğini unutmamak lazım.

Türkiye’de Zengin Tarih

Tarihin ilk uygarlıklarından başlayarak, birçok toplum bu verimli ve elverişli topraklarda yaşamak istemiş. O zaman bugün Türkiye’de çok sayıda tarihi eser, görülecek birçok tarihi yer olduğunu varsaymak gayet doğal. Özellikle İstanbul, binlerce yıl içerisinde medeniyetlerin beşiği olmuş, birçok devlete başkentlik yapmış.

İstanbul’da gezilecek yerler ve Anadolu’da gezilecek yerler hakkında zaten ayrı ayrı yazılar yazdık ve bunlara blogumuzda yer verdik. Bu yazımızda ise farklı bir yöntem izleyerek, Türkiye’nin topraklarından gelip geçmiş medeniyetleri ve bu medeniyetlerden kalan tarihi yerleri dönemlerine göre sıralayacağız.

Yurtdışındaki Sevdiklerinizden Türkiye’ye Para Alın. Başlamak için Remitly Uygulamasını İndirin.

Get it on Google Play

Türkiye’deki Antik Kentler ve Önemli Tarihi Yapılar

Türkiye farklı medeniyetlerin izleriyle, her çağda inşa edilen önemli yapılarla doludur. Bu yapıların bir kısmı, dünya tarihine ışık tutan kültürel ve mimari miraslar olarak günümüzde de ayakta durmaktadır. Türkiye’deki önemli tarihi yapıları ait oldukları dönemlere göre inceleyelim:

Tarih Öncesi (2,5 Milyon Yıl – MÖ 3000)

Harald the Bard, CC BY-SA 4.0, via Wikimedia Commons

Tarih öncesi dönem demek tarihte yazının icadından öncesinde kalan dönem demektir. Bu dönemle ilgili doğal olarak günümüze çok fazla bilgi ulaşmamıştır. Neticede tarihi olaylarla ilgili en büyük kaynaklar yazılı eserlerdir.

Ancak yine de bu dönemden günümüze kalan eserler ve arkeolojik çalışmalar sayesinde toplumların yaşam tarzları hakkında bilgi edinilmiştir. Medeniyetlerin tam olarak adları bilinmese de, bu dönemde insanların tarımla uğraştığı, yıldızlara bakarak kehanette bulunmaya çalıştığı bilinir. Yunan mitolojisinde yer alan Truva Savaşı’nın da MÖ 12.000 civarında Çanakkale topraklarında gerçekleştiği düşünülür.

Türkiye’de bu dönemden kalan yerleşim yerleri şunlardır:

  • Göbekli Tepe: Dünyanın bilinen en eski tapınağı buradadır.
  • Truva Antik Kenti: Çanakkale’yer alan bu antik kentte bir Truva atı vardır. Tabii ki de ahşap bir atın günümüze kadar ulaşması mümkün değildir. Burada bulunan at bir replikadır.
  • Çatalhöyük Neolitik Antik Kenti: Konya’da bulunan Çatalhöyük, yaklaşık M.Ö. 7500 yılına kadar uzanan bir tarihe sahip olup, Neolitik dönemin en büyük ve en iyi korunmuş yerleşim yerlerinden biridir. Bu kent, tarımın başladığı ve toplu yerleşimlerin kurulduğu ilk dönemlere ait önemli arkeolojik buluntular sunmaktadır.
  • Kapadokya: Kapadokya ismi MÖ 6. yüzyıldan kalma Pers kaynaklarında geçer. Burada yaşayan halk bölgenin coğrafi koşullarından faydalanarak kendilerine adeta koca bir yer altı şehri inşa etmiştir.
  • Efes Antik Kenti: Efes, milattan önce 10. yüzyılda Yunan kolonileri tarafından kurulmuş, daha sonra Roma İmparatorluğu’nun en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kent, Artemis Tapınağı ve Celsus Kütüphanesi gibi yapılarıyla ünlüdür.

 İlk Çağ (MÖ 3000 – MS 5. yy)

Tunç Çağı ( MÖ 3000 – MÖ 1200)

Ünlü Babil kentinin de bulunduğu Mezopotamya topraklarında yaşayan Sümerler, MÖ 3000 yılında yazıyı icat ederek yazılı tarihi başlattı. Tunç Çağı’nın en bilinen medeniyetlerinden Hititler yıllarca Anadolu’da var oldu ve günümüz Türkiye’sinin iç kesimlerinde büyük bir güç haline geldi. Başkentleri Hattuşa bugünkü Çorum topraklarındaydı.

Bu dönemde ticaret gelişmeye başladı. Ancak henüz para icat edilmediği için takas yöntemiyle ticaret yapılıyordu. Bu dönemden günümüze pek fazla tarihi yer kalmamıştır. Ancak bu dönemden kalan eserler bugün halen arkeolojik site alanlarından çıkarılmakta. Bu dönemden günümüze pek bozulmadan ulaşabilen az sayıda tarihi yer var:

  • Alacahöyük: Buradaki antik kent gösteriyor ki zamanında bu nokta çok önemli bir kültür ve sanat merkeziydi.
  • Hattuşa Antik Kenti: Çorum yakınlarında bulunan Hattuşaş, Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olup, MÖ 1600’lerde inşa edilmiştir. Kent, devasa şehir surları, tapınakları ve kraliyet sarayı ile Hititlerin siyasi ve dini merkeziydi. Yazılıkaya açık hava tapınağı, Hitit tanrılarının kabartmalarını barındıran en önemli kutsal alanlarından biridir.

Demir Çağı (MÖ 1100 – MÖ 334)

Demir Çağı, Frigyalılar gibi medeniyetlerin ortaya çıkışına sahne olur. Frigya’nın başkenti Gordion (bugünkü Ankara yakınları) bu dönemin en önemli şehirlerinden biridir. Ankara’daki ünlü alışveriş merkezi ismini nereden alıyor diye merak ettiyseniz, artık cevabı biliyorsunuz.

Belki de bazılarınız çocukken dokunduğu her şeyi altına dönüştüren kralın hikayesini dinlemişsinizdir. İşte o kral, Frigya kralı Midas’ın ta kendisi. Midas’ın ayrıca eşek kulaklarıyla bilindiği bir efsanesi de vardır.

Masallarda olduğu gibi, gerçekte de Midas pek talihli olamamış. Kafkasya’dan gelen Kimmerler,  Midas’ı ve beraberinde krallığını yıkmıştır.

Bu dönemden günümüze kadar ulaşan bazı tarihi yerler var:

  • Halfeti, Şanlıurfa: MÖ 855 yılında Asur kralı tarafından kurulan bu kent tarih boyunca birçok medeniyet tarafından farklı isimlerle anılmış. Verimli topraklarıyla ön plana çıkan Halfeti, Türkiye’de günümüzde kendiliğinde siyah renkli gül veren topraklarıyla bilinir.
  • Midas Anıtı, Eskişehir: Eskişehir’in Han ilçesinde yer alan Midas Anıtı, Frigyalıların en önemli anıtlarından biridir. M.Ö. 6. yüzyılda yapıldığı düşünülen bu anıt, ünlü Frigya Kralı Midas’a ithaf edilmiştir ve Frigya dönemine ait dini ritüellerin merkezi olmuştur.
  • Ani Harabeleri: Kars’ta bulunan Ani Harabeleri, Orta Çağ’da büyük bir ticaret ve kültür merkezi olan Ani şehrinin kalıntılarıdır. 10. yüzyılda Bagratlı Krallığı’nın başkenti olan şehir, “Binbir Kilise Şehri” olarak da bilinir.

Klasik Antik Çağ (Demir Çağı) (MÖ 480 – MÖ 334)

Bu dönem aslında Demir Çağı’nın sonuna denk gelir, bu çağdan ayrı değildir. Ancak bu dönemin ayrı bir başlığı hak ettiğini düşündük. Belki bu dönemde yaşanan o büyük olayı görünce siz de bizimle hemfikir olursunuz.

Günümüzdeki Manisa ve Uşak topraklarında kurulmuş olan Lidya Krallığı bu dönemde var olmuştur. Bu krallık, Anadolu’da kurulmuş başka bir medeniyet olan Likyalılar ile sıklıkla karıştırılır. Ancak Likyalılar, Fethiye ile Alanya arasındaki sahil şeridinde yaşamıştır. Lidyalılara gelecek olursak, bu toplum yeryüzünde paranın mucidi olarak bilinir. Artık bu devirden sonra Anadolu’da hatta dünyanın geri kalanında ticaretin seyri değişmiştir.

Aynı dönemde, Ege kıyılarında İyonya şehirleri var olmuştur. En ünlü şehirlerinden biri bugünkü adı İzmir olan Smyrna’dır. İzmir ismi buradan gelmektedir. İyonya, bilimde ve felsefedeki gelişmeleriyle bilinir. İyonya’da yaşamış ünlü kişilikler: Tıpta Hipokrat, tarihte Heredot, felsefede Diyojen ve matematikte Pisagor ile Tales’tir.

Bugün tüm dünyada doktorların ettiği Hipokrat yemini, adını bu medeniyette yaşamış bu tıp bilimcisinden alır. Aynı zamanda birçok öğrencinin ahını alan, üçgen çalışmalarıyla bilinen Pisagor da bu topraklarda yaşamıştır.

Bu dönemden kalan en ünlü tarihi yerler:

  • Efes Antik Kenti: Kuruluşu daha eskiye gitse de burası yıllar içerisinde birçok medeniyet için önemli bir kent olmuş. Zamanında İyonya’nın 12 kentinden biri Efes’ti.
  • Knidos Antik Kenti: Knidos ile ilgili pek fazla bilgi açığa çıkarılamamış olsa da şu bir gerçek ki buraya giderseniz Türkiye’nin eşşiz doğası sizi büyüleyecektir. Datça’nın mavi sularında yer alan bu kentte efsaneye göre Afrodit güneşleniyormuş.
  • Afrodisias Antik Kenti: Aydın’da bulunan Afrodisias, aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’e adanmış bir antik kenttir. Kentteki Afrodit Tapınağı, tiyatro ve stadyum, antik dünyanın en iyi korunmuş yapıları arasında yer alır.

Helenistik Dönem (MÖ 334 – MÖ 30)

Bernard Gagnon, CC BY-SA 3.0, via Wikimedia Commons

Sparta, Atina gibi şehirleriyle ve Helenlerin Persler ile mücadeleleriyle öne çıkan bu dönemin en ünlü kişiliklerinden biri tartışmasız Büyük İskender’dir. Büyük İskender’in geniş çaptaki fetihleriyle bu dönemde geniş bir kültürel etkileşim yaşanır. Yıllarca İskender’in himayesi altında kalmış Anadolu toprakları hala bu dönemden kalma tarihi yerlere ev sahipliği yapar.

  • Pergamon: İzmir il sınırları içerisinde (Bergama ilçesinde) bulunan bu antik kent zamanında Pergamon Krallığı’nın başkentiydi. Özellikle büyük Zeus Sunağı ve devasa kütüphanesi ile ünlü olan kent, önemli bir kültür ve sağlık merkezi olarak hizmet vermiştir. Ayrıca antik dünyadaki en büyük tiyatrolardan birine sahiptir.

Roma Dönemi (MÖ 30 – MS 5. yy)

Bernard Gagnon, CC BY-SA 3.0, via Wikimedia Commons

Bu dönemde dünya tarihinin en etkileyici ve genişlemeci imparatorluklarından biri oluşmuş ve bu imparatorluk; Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’nun büyük bir bölümünü kontrol altına almış, askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda büyük bir etki bırakmış. Roma İmparatorluğu ihtişamlı hayat tarzı, köle ticareti ve gladyatör savaşları ile bilinir. Hatta filmlere konu olmuş, Roma’ya karşı isyanıyla bilinen Trakyalı Spartaküs, bu dönemde Anadolu’nun biraz yukarısında yaşamıştır.

Bu dönemde kurulan Doğu Roma İmparatorluğu -diğer adıyla Bizans İmparatorluğu- başta kendi başkenti İstanbul’da olmak üzere günümüz Türkiye’sine çok sayıda eser bırakmıştır. Ayrıca bu dönemde yavaş yavaş Anadolu’nun kalan kısmındaki medeniyetler şekillenmiş: Bu topraklardan Bizanslılar, Persler, Ermeniler ve daha birçok kavim geçmiş. Böylelikle dünyayı şekillendiren Kavimler Göçü hareketinin de bu dönemde gerçekleştiğini hatırlatmış olalım.

Bu dönemden günümüze kadar gelen tarihi yerler:

  • Efes’teki Celsus Kütüphanesi: Efes Antik Kenti’nde yer alan Celsus Kütüphanesi, MS 2. yüzyılda Roma Senatörü Tiberius Julius Celsus Polemaeanus’un anısına oğlu tarafından yaptırılmış.
  • Aspendos Tiyatrosu: Antalya’da bulunan Aspendos Tiyatrosu, Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde, MS 2. yüzyılda inşa edilmiştir. Mükemmel akustiği ve iyi korunmuş yapısıyla Roma döneminin en önemli tiyatrolarından biri olarak kabul edilir. 15.000 kişilik kapasitesiyle dönemin büyük etkinliklerine ev sahipliği yapmıştır.
  • Nemrut Dağı: O dönemde Kommagene Krallığı’nın merkezi Nemrut Dağı idi. MÖ 62 yılında Kommagene kralı bu dağın tepesine kendi mezar tapınağını ve bazı tanrıların heykellerini yaptırmış. Böylelikle bugün UNESCO listesinde yerini alan Nemrut Dağı Milli Parkı oluşmuş.
  • Ayasofya: Osmanlı tarafından camiye dönüştürülmeden önce Ayasofya, Roma İmparatorluğu’na ait bir Ortodoks katedraliydi. İnşası dönemin imparatoru I. Konstantin tarafından başlatılmış.
  • Mor Gabriel Manastırı: Mardin’in Midyat ilçesinde bulunan ve 397 yılında yapılan bu manastır günümüze kadar gelerek dünyanın ayakta duran en eski Süryani Ortodoks Manastırı olmayı başarmıştır.

Orta Çağ (5. yy – 1453)

Yahia.Mokhtar, CC BY-SA 4.0, via Wikimedia Commons

Orta Çağ’da Anadolu’yu şekillerinden en önemli olay 1071 yılındaki Malazgirt Zaferi ile bu toprakların kalıcı olarak Türklerin yurdu olmasıdır. Bu dönemde Anadolu Selçuklu Devleti ve diğer Türk beylikleri, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde önemli yapılar inşa etmiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti, Anadolu’nun ilk Türk devletlerinden biridir. Bu dönemde Konya gibi şehirler büyük kültürel merkezler haline gelir. Alâeddin Camii, Sivas Divriği Ulu Camii gibi yapılar Selçuklu döneminden kalmadır. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselişiyle birlikte Anadolu’nun çeşitli yerlerinde günümüze kadar ulaşan Osmanlı yapıları inşa edilmiştir.

Bu dönemden kalma en önemli tarihi yerler:

Yeni Çağ (1453 – 1789)

A.Savin, FAL, via Wikimedia Commons

Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul’u fethetmesiyle ve böylelike Doğu Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla Yeni Çağ başlar. Osmanlı’nın yükselişe geçtiği bu dönemde birçok şehir yeniden şekillendirilmiş ve önemli yapılar inşa edilmiştir.

Bu dönemde yapılan tarihi yerler:

  • Topkapı Sarayı: İstanbul’da yer alan Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıl boyunca yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. 15. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilen saray, Osmanlı sultanlarının ikametgahı ve devletin yönetildiği yer olmuştur. Saray, içinde barındırdığı hazine ve kutsal emanetler ile dikkat çeker.
  • Selimiye Camii: Osmanlı’nın en ünlü mimarı Mimar Sinan’ın tasarladığı ve ustalık eseri olarak bilinen bu cami Edirne ilinde bulunmakta. Benzersiz tekniğiyle ön plana çıkan bu eser UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini almış.

Yakın Çağ (1789 – Günümüz)

Beyza YILDIRIM, CC BY-SA 4.0

Yakın Çağ ise Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden günümüze kadar uzanan dönemdir. Cumhuriyetin ilanı neticesinde Türkiye’nin modernleşme süreciyle birlikte yeni yapılar ve şehirler ortaya çıkmıştır.

Cumhuriyet sonrası yapılan tarihi yerler:

  • Dolmabahçe Sarayı: İstanbul’da yer alan Dolmabahçe Sarayı, 19. yüzyılda Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılmıştır. Batı mimarisi ile Osmanlı geleneksel tarzını birleştiren bu ihtişamlı saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. Saray, büyük kristal avizeleri ve gösterişli süslemeleriyle ünlüdür.
  • Yürüyen Köşk: Yalova’daki Yürüyen Köşk’ün hikayesini belki de her Türk bilir. Burası Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün zaman zaman kaldığı köşktü. Köşkün yanındaki çınar ağacının dalları uzadığı ve köşke geldiği için ağaç kesilecekti. Bunu duyan Atatürk, ağaç kesilmesin diye köşkünü raylı sistem kullanarak kaydırdı. Böylece ağaç kesilmedi.
  • Anıtkabir: Ankara’da bulunan Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt mezarıdır. 1944-1953 yılları arasında inşa edilen bu anıtsal yapı, modern mimarisi, müzesi ve çevresindeki Barış Parkı ile dikkat çeker. Türk milletinin Atatürk’e duyduğu saygının simgesi olan Anıtkabir, her yıl -özellikle bayramlarda– milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilir.

UNESCO Dünya Mirası Listesindeki Türk Yerleri

Günümüzde Türkiye’de bulunan ve UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan tarihi yerlerin listesi:

  • Afrodisias
  • Anadolu’nun Ortaçağ Dönemi Ahşap Hipostil Camileri
  • Ani Arkeolojik Alanı (Ani Harabeleri)
  • Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğuşu
  • Çatalhöyük Neolitik Alanı
  • Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası
  • Efes
  • Gordion
  • Göbeklitepe
  • Göreme Millî Parkı ve Kapadokya
  • Hattuşa: Hitit Başkenti
  • Hierapolis-Pamukkale
  • İstanbul’un Tarihî Alanları
  • Ksanthos-Letoon
  • Pergamon Çok Katmanlı Kültürel Peyzajı
  • Selimiye Camii ve Külliyesi
  • Troya Arkeolojik Alanı

Sıkça Sorulan Sorular

Türkiye’nin en önemli tarihi yerleri nelerdir?

Türkiye, tarihi açıdan zengin bir mirasa sahiptir. En önemli tarihi yerler arasında Göbeklitepe, Efes, Kapadokya, Troy ve Nemrut Dağı yer alır. Bu yerler, farklı medeniyetlerin izlerini taşır ve binlerce yıllık tarihi olaylara tanıklık etmiştir.

Hangi şehirlerde en çok tarihi eser bulunur?

Türkiye’de en çok tarihi eser bulunan şehir İstanbul’dur. Birçok tarihi esere ev sahipliği yapan diğer şehirler arasında İzmir (Efes, Bergama), Antalya (Aspendos, Perge, Patara), Şanlıurfa (Göbeklitepe), Çanakkale (Truva) ve Nevşehir (Kapadokya) öne çıkar.

Türkiye, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve her bir çağda farklı kültürlerin izlerini taşımıştır. Göbekli Tepe’den İstanbul’un fethine kadar, Anadolu’nun her köşesinde bu tarihi zenginlikleri görmek mümkündür.

About Nihan Cetin

Nihan, İstanbul'da edebiyat eğitimini tamamladı ve o zamandan beri dünyayı dolaşıyor. Seyahat ve ekonomi konusunda çeşitli yazılar yazmıştır ve sıklıkla gittiği ülkeler bu yazılara konu olmuştur.